Sitemizde, siz misafirlerimize daha iyi bir web sitesi deneyimi sunabilmek için çerez kullanılmaktadır.
Ziyaretinize varsayılan ayarlar ile devam ederek çerez politikamız doğrultusunda çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz.
X

Madde 517

I. Konusu

D. Belirli mal bırakma

I. Konusu

Madde 517 - Mirasbırakan, bir kimseye onu mirasçı atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunabilir.

Belirli mal bırakma, ölüme bağlı tasarrufla bir kimseye terekedeki bir malın mülkiyetinin veya terekenin tamamı ya da bir kısmı üzerinde intifa hakkının kazandırılmasına yönelik olabileceği gibi; bir kimse lehine tereke değeri üzerinden bir edimin yerine getirilmesinin, bir iradın bağlanmasının veya bir kimsenin bir borçtan kurtarılmasının, mirasçılar veya belirli mal bırakılanlara yükletilmesi suretiyle de olabilir.

Bırakılan belirli mal terekede bulunmadığı takdirde, tasarruftan aksi anlaşılmadıkça, ölüme bağlı tasarrufu yerine getirmekle yükümlü olanlar borçtan kurtulurlar.

I-) Yargı Kararları:

1-) YHGK, T: 04.11.2009, E: 2009/2-455, K: 2009/464:

“… Bilindiği üzere vasiyet, miras bırakanın mirasçı naspı söz konusu olmaksızın, bir kimseye bir malvarlığı menfaati kazandırdığı ölüme bağlı tasarruftur. Vasiyet bir üçüncü kişiye yapılabileceği gibi, yasal mirasçıya da yapılabilir (TMK. m. 517). Vasiyetin konusu, miras bırakanın üçüncü kişiye veya yasal mirasçıya bir malın verilmesi olabileceği gibi, bir alacak hakkı, borçtan kurtarma veya bir intifa hakkı tanınması şeklinde de olabilir.

Miras bırakan, ölümüne kadar her zaman vasiyetnameden dönebilir. Vasiyetnamenin yazılı, resmi ve sözlü vasiyetname gibi türleri bulunmaktadır. Somut olayda bir resmi vasiyetname söz konusudur. …

Miras bırakan, vasiyette bulunduktan sonra, vasiyetname ile bağdaşmayacak şekilde ölüme bağlı olmayan bir tasarrufla vasiyete konu olan şey üzerinde tasarrufta bulunursa, bu davranışı ilk vasiyetten rücu anlamını taşır … Dolayısı ile böyle bir durumda miras bırakanın eylemli olarak vasiyetten döndüğü kabul edilir.

Bu hüküm sadece belirli mal vasiyetleri için geçerlidir. Mirasçı atanmasına (nasbına) ilişkin vasiyetlerde uygulanmaz. Çünkü atanmış mirasçı (TMK. m. 516) vasiyetçinin mirasçısı olup, terekenin aktifi pasifinden az da olsa, çok da olsa, tasarruf geçerliliğini korur.

Somut olayda, miras bırakan tarafından düzenlenen 05.11.1982 tarihli vasiyetname, 4721 sayılı Medeni Kanun’un 532 ve devamı maddelerine göre yapılmış resmi bir vasiyet olup, aynı kanunun 517. maddesi anlamında muayyen mal vasiyeti niteliğindedir. Esasen bu yönde taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi mahkemenin kabulü de bu yöndedir.

Miras bırakan Şükrü 19.08.2002 tarihinde ölmüştür. Mirası çocukları Sevim, Leyla, Sevim ve Mehmet’e kalmıştır. Dava Mehmet tarafından diğer mirasçılar hasım gösterilerek açılmıştır. …

Niza konusu taşınmazların bir kısmını murisin ölümünden sonra açılan ve kesinleşen muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davaları sonucunda terekeye döndüğü bir kısmının da tapuda muris adına kayıtlı olduğu sabittir. …

Hal böyle olunca, usulünce noterde düzenlenen vasiyetnameye bir itiraz olmadığı gibi, iptali yönünden de herhangi bir dava açılmadığı anlaşıldığından; vasiyetnamenin geçerli olduğu, davaya konu olan tüm taşınmazların da terekeye dahil olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, uygun olmayan gerekçelerle direnilerek davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. …”

Not: Kararın diğer kısmı için bkz. madde 544.

2-) Y. 2. HD, T: 10.05.2002, E: 2002/5350, K: 2002/6329:

“… Davacı mirasçı nasbedilmemiş, ona Silivri ilçesindeki taşınmazlarla ilgili muayyen mal vasiyetinde bulunulmuştur. O halde mahkemece davacıya Türk Kanunu Medenîsinin 541. maddesi gereğince tescilini istediği taşınmazların değerinin açıklattırılması, buna göre dava değerinin ve öncelikle mahkemenin görevli olup olmadığının belirlenmesi, mahkeme görevli değilse dava dilekçesinin reddi, görevli ise değere göre peşin harç noksanının ikmali sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi de bozmayı gerektirmiştir.”

II-) Türk Kanunu Medenîsi:

D MUAYYEN BİR MALDA TASARRUF

I. Mevzuu

Madde 464

Bir kimse, ölüme bağlı bir tasarrufla, diğer kimseye; mirasçı nasbını tazammun etmeyen muayyen teberrularda bulunabilir. Tasarrufu yapan kimse, muayyen bir malını yahut terekesinin tamamen veya kısmen intifa hakkını vasiyet edebildiği gibi malların kıymeti üzerinden bir üçüncü şahıs lehine bir şey verilmesini veya yapılmasını yahut o şahsın bir borçtan tahlisini mirasçıya veya lehine vasiyet yapılana tahmil edebilir. Bu suretle muayyen olan mala müteallik bir vasiyeti ifa mükellefiyeti kendisine tahmil edilen mirasçı veya lehine vasiyet yapılan kimse, o mal terekede zuhur etmediği takdirde; tasarruftan hilâfı anlaşılmadıkça, mükellefiyetten beri olur.

III-) Madde Gerekçesi:

Yürürlükteki Kanunun 464 üncü maddesini karşılamaktadır.

Madde konu ve kenar başlıklarıyla birlikte arılaştırılmak ve sadeleştirilmek suretiyle yeniden kaleme alınmış ve İsviçre Medenî Kanununun 484 üncü maddesinde olduğu gibi üç fıkra hâline getirilmiştir.

“Muayyen malda tasarruf” ve “muayyen mal vasiyeti” deyimleri yerine “belirli mal bırakma” deyimi, anlamı daha iyi ifade etmesi nedeniyle tercih edilmiştir. Maddede hüküm değişikliği yoktur.

Mirasbırakanın belirli bir malını başkasına bırakması bu hükme göre o kimsenin mirasbırakan tarafından mirasçı olarak atandığı anlamına gelmez.

IV-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:

1-) ZGB:

D. Vermächtnis

I. Inhalt

Art. 484

1 Der Erblasser kann einem Bedachten, ohne ihn als Erben einzusetzen, einen Vermögensvorteil als Vermächtnis zuwenden.

2 Er kann ihm eine einzelne Erbschaftssache oder die Nutzniessung an der Erbschaft im ganzen oder zu einem Teil vermachen oder die Erben oder Vermächtnisnehmer beauftragen, ihm Leistungen aus dem Werte der Erbschaft zu machen oder ihn von Verbindlichkeiten zu befreien.

3 Vermacht der Erblasser eine bestimmte Sache, so wird der Beschwerte, wenn sich diese in der Erbschaft nicht vorfindet und kein anderer Wille des Erblassers aus der Verfügung ersichtlich ist, nicht verpflichtet.

2-) CCS:

D. Legs

I. Objet

Art. 484

1 Le disposant peut faire, à titre de legs, des libéralités qui n’emportent pas d’institution d’héritier.

2 Il pourra soit léguer un objet dépendant de la succession ou l’usufruit de tout ou partie de celle-ci, soit astreindre ses héritiers ou légataires à faire, sur la valeur des biens, des prestations en faveur d’une personne ou à la libérer d’une obligation.

3 Le débiteur du legs d’une chose déterminée qui ne se retrouve pas dans la succession est libéré, à moins que le contraire ne résulte de la disposition.

V-) Yararlanılabilecek Monografiler:

Kemal Tahir Gürsoy; Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Mal Vasiyeti, Ankara, 1955.

 

 

Copyright © 2017 - 2024 Prof. Dr. İlhan Helvacı. Tüm hakları saklıdır.
X