A. Yönetim, yararlanma ve tasarruf
Üçüncü Ayırım 1
Mal Ayrılığı
A. Yönetim, yararlanma ve tasarruf
Madde 242 - Mal ayrılığı rejiminde eşlerden her biri, yasal sınırlar içerisinde kendi malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korur.
I-) Yargı Kararları:
1-) Y. 8. HD, T: 08.03.2021, E: 2020/1196, K: 2021/2008:
“… Dosya kapsamına göre, davacının ziynet eşyalarının satılarak edinilen dava dışı arsanın satım bedelinin dava konusu taşınmazın edinilmesinde kullanıldığının ispatlanamadığının kabulü doğru ise de, dava dilekçesinde delil olarak dayanılan boşanma dava dosyasında davacı kadının o dosyadaki tanıklarının, kadının çocuk bakarak, el işleri yaparak aile geçimine katkıda bulunduğunu beyan ettikleri, eldeki dosyada dinlenen davacı tanıklarının davacının evlilik birliği içinde çalışıp çalışmadığıyla ilgili beyanlarının alınmadığı anlaşıldığına göre, davacı tanıklarının yeniden çağrılarak davacının çocuk bakarak veya el işi, örgü işi yaparak çalışıp çalışmadığı, çalışmış ise bu çalışmalarının devamlılık arz edip etmediğinin sorulması, bu şekilde davacının çalışması dava konusu evin edinilmesinden önce devamlılık (veya katkı sağlayacak kadar kısmen) arz etmiş ise, davacının elde ettiği gelirin ve buna bağlı olarak katkı oranının belirlenip belirlenemeyeceği gözetilerek, hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi ile 6098 Sayılı TBK’nin 50. ve 51. maddelerinin kapsamları da dikkate alınarak dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden belirlenecek bir miktar paranın davacı lehine katkı payı alacağı olarak hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. …”
2-) Y. 8. HD, T: 13.01.2020, E: 2018/15694, K: 2020/2:
“… Kabule göre de, 01.01.2002 tarihinden önce 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM mad.170). TKM’de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri mal varlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı Kanun’un 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanun’un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK mad.544, TBK madde 646).
… Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir.
Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vb.) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtayın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir.
Bu açıklamalar doğrultusunda; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olmasına rağmen, bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup öğrenilerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı belirlenmelidir. Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 Sayılı TKM’nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacağı miktarları hesaplanmalıdır. …”
3-) Y. 2. HD, T: 26.01.2004, E: 2004/326, K: 2004/893:
“… Davalı-karşı davacı Metin evlilik birliği içinde edinilip, karısı adına tapuya kaydedilen iki adet evde kendisinin de ‘katkısı’ bulunduğunu ileri sürerek, bu evlerin 1/2 değeri karşılığı olarak 30.000.000.000 TL.’ nin kendisine verilmesini istemiş, mahkemece kocanın katkısının 1/3 olduğu kabul edilerek 19.750.000.000 TL.’ye hükmedilmiştir. Katkı payı istenilen taşınmazların edinildiği tarihte taraflar arasında ‘mal ayrılığı’ rejimi bulunmaktadır. Toplanan delillerden; kadının ayrı kocanın ayrı acente işlettiği ve kadının taşınmazları kendi parasıyla aldığı anlaşılmaktadır. Koca bu taşınmazların alımında ve kooperatif ödentilerinde katkısı bulunduğunu kanıtlayamamıştır. Davanın reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir …”
II-) Türk Kanunu Medenîsi:
Bu maddenin karşılığı için Türk Kanunu Medenîsi’nin iki hükmünü zikretmek gerekir:
1-) A MÜLKİYET, İDARE, İNTİFA HAKLARI
Madde 186
Karı kocadan her birinin bütün mallarının mülkiyet ve idare ve intifa haklarını muhafaza etmesine, mal ayrılığı denir.
Karı, mallarının idaresini kocasına bırakmış olduğu takdirde evliliğin devamı müddetince hesap sormaktan vaz geçtiği ve mallarının bütün gelirini ev masrafına karşı kocasına bıraktığı farzolunur.
Karı, kocasına bıraktığı idare hakkını her zaman geri alabilir ve geri almak hakkını iskat etmesi muteber değildir.
2-) III- Gelir ve Kazanç
Madde 189
Karı kocadan her birinin mallarının geliri ve kendi kazançları, kendisine aittir.
Not: Türk Medenî Kanunu’nun 242. maddesi, Türk Kanunu Medenîsi’nin 186. maddesinin 1. fıkrasına ve 189. maddesine tekabül etmektedir.
III-) Madde Gerekçesi:
Maddeyle eşlerin seçimlik rejim olarak mal ayrılığı sistemini seçebilme olanağı getirilmiştir. Ülkemizde geniş bir uygulama alanı bulan ve uzun yıllardan beri toplum tarafından yakından bilinen yürürlükteki Kanunda mevcut mal ayrılığı rejiminin tercih edilmesi mümkündür. Eşlere bu olanağın tanınması amacıyla İsviçre’de olduğu gibi klasik mal ayrılığı rejimi, seçimlik rejim olarak kabul edilmiştir.
Bu durumda eşlerin herbiri kendi malvarlığının yönetim, yararlanma ve tasarruf yetkisine sahiptir. Ancak, söz konusu yönetim ve yararlanma hakkı maddede belirtildiği üzere “yasal sınırlar” içerisinde mevcuttur. Örneğin hâkim, evlenmenin genel hükümlerinde öngörüldüğü üzere, bu rejimde de eşlerden birisinin istemi üzerine ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirleyebilir (m.196) veya ailenin korunması amacıyla eşlerin kendi malvarlıkları üzerindeki tasarruf yetkisini sınırlayabilir.
IV-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:
1-) ZGB:
Vierter Abschnitt: Die Gütertrennung
A. Verwaltung, Nutzung und Verfügung
I. Im allgemeinen
Art. 247
Innerhalb der gesetzlichen Schranken verwaltet und nutzt jeder Ehegatte sein Vermögen und verfügt darüber.
2-) CCS:
Chapitre IV: De la séparation de biens
A. Administration, jouissance et disposition
I. En général
Art. 247
Chaque époux a l’administration, la jouissance et la disposition de ses biens, dans les limites de la loi.
1 Üçüncü Ayırım Türk Kanunu Medenîsi’nde “İkinci Fasıl / Mal Ayrılığı” şeklinde idi.