Sitemizde, siz misafirlerimize daha iyi bir web sitesi deneyimi sunabilmek için çerez kullanılmaktadır.
Ziyaretinize varsayılan ayarlar ile devam ederek çerez politikamız doğrultusunda çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz.
X

Madde 678

III. Mirasın açılmasından önce yapılan sözleşmeler

III. Mirasın açılmasından önce yapılan sözleşmeler

Madde 678 - Mirasbırakanın katılması veya izni olmaksızın bir mirasçının henüz açılmamış bir miras hakkında diğer mirasçılar veya üçüncü bir kişi ile yapacağı sözleşmeler geçerli değildir.

Böyle bir sözleşme gereğince yerine getirilmiş olan edimlerin geri verilmesi istenebilir.

I-) Yargı Kararları:

1-) YHGK, T: 08.06.2011, E: 2011/14-408, K: 2011/402:

“… Kardeş olan taraflar arasında 14.09.2001 tarihinde (adi şekilde) gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği, miras bırakanlarının ise 17.07.2002 tarihinde öldüğü, adiyen düzenlenmiş sözleşmede her iki tarafın imzasının bulunduğu görülmektedir.

Mirasçı olan taraflar, henüz doğmamış miras haklarının devri konusunda sözleşme düzenlemişler ve satış vaadi olduğunu belirtilmişlerdir.

O halde, tarafların iradesinin satış vaadi sözleşmesi olduğunda kuşku yoktur.

Yukarıda açıklanan düzenlemeler göz önüne alındığında taraflar arasındaki sözleşmenin mirasçılar arasındaki sözleşmeleri düzenleyen T.M.K.nun 677. maddesine göre geçerli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Aynı “Kanunun Mirasın Açılmasından Önce Yapılan Sözleşmeler”e ilişkin hüküm içeren 678. maddesine göre; mirasbırakanın katılması veya izni olmaksızın bir mirasçının henüz açılmamış bir miras hakkında diğer mirasçılar veya 3. bir kişi ile yapacağı sözleşmeler geçerli değildir. Böyle bir sözleşme gereğince yerine getirilmiş olan edimlerin geri verilmesi istenebilir. Buna göre, adiyen düzenlenen sözleşmeler geçerli ise de, buna mirasbırakanın katılımı ya da izni aranmıştır.

Bir an için eldeki davaya konu sözleşmenin T.M.K.’nun 678. maddesi kapsamında olduğu düşünülse dahi, bu halde de, murisin sözleşmeye katılmadığı ve onay da vermediği anlaşıldığından, bu yönden de geçerli kabul edilemeyecektir…”

Not: Kararın diğer kısmı için bkz. madde 677.

2-) YHGK, T: 16.06.2010, E: 2010/1-275, K: 2010/327:

“…miras taksim sözleşmesi yöntemine uygun düzenlense dahi murisin sözleşmeye konu mallar üzerindeki tasarruf yetkisi sona ermez. Mirasbırakan Ç... A... da tasarruf yetkisinde bulunan sözleşmeye konu taşınmaz mallarının tamamını sağlığında devrederek elden çıkartmak ve terekede mal bırakmamak suretiyle sözleşmeyi uygulanamaz, dolayısıyla da geçersiz duruma getirmiş; yapılan taksim sözleşmesinden vazgeçmiştir. Durum bu olunca, miras taksim sözleşmesinin hukuki varlığını sürdürdüğünden ve uygulanabilir olduğundan söz edilemez.

Öte yandan, davacı miras payını davalılardan O... A...’a noterde düzenlenen sözleşme ile bedeli karşılığında devretmiş ise de bu sözleşme tarihinde muris sağ olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 678. maddesi (Mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi 613. madde) uyarınca mirasın açılmasından önce, diğer bir deyişle murisin sağlığında mirasçının miras bırakanın katılması veya izni olmaksızın miras hakkında diğer mirasçılar veya üçüncü bir kişi ile yapacağı sözleşmeler geçerli değildir. Diğer bir anlatımla, davacı ile davalılardan O... A... arasında düzenlenen ve davacının miras payının davalıya devrine ilişkin sözleşme murisin sağlığında düzenlenmesine rağmen murisin katılımı veya izni ile yapılmadığından geçersizdir. Bu nedenle, geçersiz bu sözleşmeye dayalı olarak davacının miras payını devrettiğinin kabulü ile eldeki tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. …”

3-) Y. 8. HD, T: 23.06.2008, E: 2008/3067, K: 2008/3437:

“… Davacı vekili, davalının tarafların babası Mustafa adına kayıtlı bulunan 581 parseldeki miras payının 1996 yılında kayıt maliki Mustafa’nın katılımıyla vekil edenine satıldığını, davalının bu paya ait kaydı vermekten kaçındığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, davacının dayandığı sözleşmenin TMK’nın 678. maddesine uygun olarak düzenlenmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

… Dava konusu payı kapsayan 581 parsel, kadastro yoluyla 01.11.1952 tarihinde paylı olarak tarafların babası Mustafa ile davada taraf durumunu almayan 3. kişiler adına tapuda kayıtlı bulunmaktadır. TMK’nın 677. maddesi hükmü uyarınca, yazılı olmak koşuluyla bir mirasçının diğer mirasçıya miras payının devri hukuken mümkün ve geçerlidir. Ancak, mirasın açılmasından önce yapılan pay devirleri bakımından durum farklıdır. Mirasın açılmasından önceki miras payının devri müessesesi TMK’nın 678. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre, ancak miras bırakanın katılımıyla böyle bir sözleşme geçerli olabilir. Görülmekte olan davada, davacı vekilinin ileri sürmüş olduğu tarihsiz "Satış Senedi" başlıklı belgede kayıt maliki Mustafa’nın miras payının devrine ilişkin sözleşmeye katıldığı hususu anlaşılmamaktadır. Diğer yönden, geçerli olarak düzenlenmiş bir sözleşmeye dayanılarak ifanın istenmesi için mirasın açılmış olması gerekir. TMK’nın 699. maddesi hükmüne göre, ölüm ile miras açılır. Kayıt maliki tarafların babası Mustafa’nın ölü veya sağ olup olmadığı da anlaşılmamaktadır. Bu yön eksik ise de, az yukarıda açıklandığı üzere, miras bırakan miras payının devrine ilişkin sözleşmeye katılmadığı için, böyle bir sözleşme hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz. Katılımın tanık veya benzeri delillerle kanıtlanması mümkün değildir. Tüm bu açıklamalar gözönünde tutularak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. …”

4-) Y. 8. HD, T: 08.05.2008, E: 2008/1597, K: 2008/2554:

“… Davacılar vekili tarafından dosyaya sunulan Nazilli Birinci Noterliği’nce düzenlenen 10.04.1980 gün, 5269 yevmiye numaralı "düzenleme şeklinde taksim sözleşmesi" başlıklı belge uyarınca miras bırakan Emine ve Ahmet’in katılım ve onayıyla mirasçılık belgesinde isimleri geçen mirasçılarının dava konusu parselleri ve dava dışı bulunan diğer parselleri taksim ettikleri belirlenmiştir. Sözleşmenin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, taksim sözleşmesi miras bırakan Ahmet ve Emine’nin sağlığında düzenlenmiştir. TMK’nın 678. maddesi hükmüne göre miras bırakanın katılması veya izni olmaksızın bir mirasçının henüz açılmamış bir miras hakkında diğer mirasçılar veya üçüncü bir kişiyle yapacağı sözleşmeler geçerli değildir. Görülmekte olan davada dayanılan sözleşme anılan hükme uygun olarak düzenlenmiştir. Başka bir anlatımla, Ahmet ve Emine’nin sağlığında katılımlarıyla terekesi mirasçıları arasında taksim edilmiştir. Bu şekilde düzenlenen bir taksim sözleşmesi geçerli olup, taraflar yönünden bağlayıcıdır. Davacılar vekili, geçerli bulunan taksim sözleşmesine dayanarak taşınmazların ifrazen, mümkün olmadığı takdirde payı oranında iptal ve tescilini istemiş bulunduğuna, yapılan araştırmaya göre de ifrazı mümkün olmadığına göre, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasında kanuna aykırı bir yön görülmemiştir. …”

II-) Türk Kanunu Medenîsi:

III. Henüz açılmamış bir miras hakkındaki mukaveleler

Madde 613

Bir kimsenin sağlığında mirasçılardan birinin diğer mirasçılar veya üçüncü bir şahıs ile o kimsenin mirası hakkında ve kendi iştirak ve muvafakatı olmaksızın yaptığı mukaveleler batıl ve hükümsüzdür. Böyle bir mukavele mucibince vukubulan teslimat geri istenebilir.

III-) Madde Gerekçesi:

Yürürlükteki Kanunun 613 üncü maddesini karşılamaktadır.

Maddenin kenar başlığı içeriğini daha iyi anlatması bakımından yeniden kaleme alınmıştır.

Kaynak İsviçre Medenî Kanununun 636 ncı maddesinde olduğu gibi madde iki fıkra hâline getirilmiştir. Hüküm değişikliği yoktur. Arılaştırılmak suretiyle yeniden düzenlenmiştir.

IV-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:

1-) ZGB:

III. Verträge vor dem Erbgang

Art. 636

1 Verträge, die ein Erbe über eine noch nicht angefallene Erbschaft ohne Mitwirkung und Zustimmung des Erblassers mit einem Miterben oder einem Dritten abschliesst, sind nicht verbindlich.

2 Leistungen, die auf Grund solcher Verträge gemacht worden sind, können zurückgefordert werden.

2-) CCS:

III. Pactes sur successions non ouvertes

Art. 636

1 Sont nuls et de nul effet tous contrats passés au sujet d’une succession non ouverte, par un héritier avec ses cohéritiers ou un tiers, sans le concours et l’assentiment de celui dont l’hérédité a fait l’objet de la convention.

2 Les prestations faites en vertu d’une semblable convention sont sujettes à répétition.

 


Copyright © 2017 - 2024 Prof. Dr. İlhan Helvacı. Tüm hakları saklıdır.
X