Sitemizde, siz misafirlerimize daha iyi bir web sitesi deneyimi sunabilmek için çerez kullanılmaktadır.
Ziyaretinize varsayılan ayarlar ile devam ederek çerez politikamız doğrultusunda çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz.
X

Madde 617

VII. Mirasçıların alacaklılarının korunması

VII. Mirasçıların alacaklılarının korunması

Madde 617 - Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflâs idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler.

Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir.

Bu suretle tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan, önce itiraz eden alacaklıların, daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir.

I-) Anayasa Mahkemesi Kararı:

Türk Medenî Kanunu’nun 617. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “… ret tarihinden başlayarak altı ay içinde …” ibaresinin Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istenmiştir. Bu itiraz Anayasa Mahkemesinin T: 27.03.2014, E: 2013 / 148, K: 2014 / 62 sayılı kararı ile reddedilmiştir.
… İtiraz konusu kuralda, mirasın reddinin iptali davası açabilmek için alacaklılara altı aylık süre sınırlaması getirilmekle birlikte, “ret tarihi” bu sürenin başlangıcı olarak belirlenmiştir. İtiraz konusu kuralda düzenlenen “ret tarihi” mirası ret beyanının sulh hâkimine ulaştığı tarih olup 4721 sayılı Kanun’un sistemi, reddin alacaklılar tarafından derhal öğrenilebilmesine imkân tanımaktadır. Zira, mirasbırakanın yerleşim yeri sulh mahkemesine yöneltilen ret beyanı hâkim tarafından tutanakla tespit edilerek, ret özel kütüğüne tescil edilecektir. Mirasçının alacaklıları, mirasın reddedilip reddedilmediğini mirasbırakanın yerleşim yeri sulh mahkemesi nezdinde yapacakları girişim ile öğrenme imkânına her zaman sahiptirler. Dolayısıyla, itiraz konusu kuralda belirlenen altı aylık süre, alacaklıların mirasın reddedilip reddedilmediğini, reddedilmiş ise borçlu mirasçı tarafından yeterli güvence verilip verilmediğini araştırabilmeleri ve dava açma haklarını kullanabilmeleri için ölçülü olduğu gibi, reddin iptali davasının süresinin başlangıcının ret tarihi olarak belirlenmesi, borçlu dışındaki diğer mirasçıların terekeye bir an önce kavuşmasını ve uzun süre dava tehdidi altında kalmasını önlemeye, reddeden mirasçının alacaklılarının korunması sağlamaya elverişli olup, itiraz konusu kuralın, hukuk devleti ilkesine ve hak arama hürriyetine aykırı bir yönü bulunmamaktadır. …” (RG: 23.05.2014, S: 29008).

II-) Yargı Kararları:

1-) YHGK, T: 28.06.2006, E: 2006/2-464, K: 2006/471:

“… Davacı vekili, ilama dayalı alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibinde bulunmuş, davalı borçlunun annesinden intikal edecek taşınmazı üzerine haciz koydurmuş; davalının mirası Türk Medeni Kanunu’nun 617. maddesi uyarınca reddetmesi üzerine reddin iptalini talep etmiştir. …

Yerel mahkeme ile özel daire arasındaki uyuşmazlık, Türk Medeni Kanunu’nun 617. maddesindeki altı aylık hak düşürücü sürenin, mirasçının mirası red beyanında bulunduğu tarihte mi, yoksa mahkemece reddin tesciline karar verildiği tarihte mi işlemeye başlayacağı noktasında toplanmaktadır.

Türk Medeni Kanunu’nun 609. maddesi hükmü “...mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı bir beyanla yapılır.

Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir.

Sulh hakimi, sözlü veya yazılı red beyanını bir tutanakla tespit eder...” biçiminde düzenlenmiştir.

Türk Medeni Kanunu’nun 617. maddesi ise “malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, red tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali için dava açabilirler...” hükmünü içermektedir.

Eski kanunun mirasın reddini düzenleyen 557. maddesinde, mirasın reddine karşı reddeden mirasçının alacaklılarının üç ay içinde itiraz hakları olduğu kabul edilmişti. Yeni kanunun bunu karşılayan 617. maddesi, bu süreyi altı aya çıkarmıştır.

Bu madde ile getirilen ikinci önemli yenilik, redde itiraz süresinin hangi tarihten itibaren işlemeye başlayacağının hükme bağlanmış olmasıdır. Maddeye göre altı aylık redde itiraz davasını açma süresi “red tarihinden itibaren” başlayacaktır. İsviçre Medeni Kanunu’nun bu maddeyi karşılayan 578. maddesinde böyle bir değişiklik yapılmamıştır.

Yeni kanun bu eksikliği gidererek itiraz süresinin “red tarihinden itibaren” işlemeye başlayacağını kabul etmiştir…

Türk Medeni Kanunu’nun 617. maddesinin açık hükmü karşısında red beyanı ile davanın açıldığı gün arasında altı aylık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır.

… direnme kararı bozulmalıdır. …”

2-) Y. 2. HD, T: 13.10.2011, E: 2011/1085, K: 2011/15751:

“… Dava, ..."mirasın reddinin iptali" davasıdır.

Kanunda özel hüküm bulunmadığı ve Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevini açıklayan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 4. maddesinde gösterilen davaların dışındaki her dava Asliye Hukuk Mahkemesinde görülür. Mirasın reddinin iptali davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Bu açıklama karşısında, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken; işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırı olup; bozmayı gerektirmiştir. …”

3-) Y. 2. HD, T: 01.06.2009, E: 2009/6924, K: 2009/10489:

“… Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. (TMK. md. 617/1) Bu süre, zamanaşımı süresi olmayıp, hak düşürücü süredir. Düzenlemeye göre, altı aylık dava açma süresi, ret tarihinden itibaren başlayacaktır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davalı, mirasbırakanının 14.07.2003 tarihinde ölümü üzerine, Ankara 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne 30.09.2003 tarihinde başvurarak “mirası kayıtsız koşulsuz reddettiğine” dair beyanda bulunmuş, anılan mahkemece, bu beyanının 23.12.2003 tarihinde tesciline karar verilmiştir. Görülmekte olan dava ise, 05.07.2006 tarihinde açılmıştır. Mirasın kayıtsız koşulsuz reddine ilişkin beyan, tutanakla tespit edilmiş olması (TMK. md. 609/3) koşuluyla sulh hakimine ulaştığı andan itibaren sonuç doğurur ve miras bu tarihten itibaren reddedilmiş sayılır. Reddeden mirasçı bu tarihten itibaren mirasçılık sıfatını yitirir. Şu halde ret tarihi, buna ilişkin beyanın sulh hâkimine ulaştığı tarihtir. Türk Medeni Kanunu’nun 617/1. maddesinin açık hükmü karşısında, ret tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında altı aylık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Öyleyse, davanın hak düşürücü süre geçtiğinden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. (HGK.nun 28.06.2006 tarihli 464-471 sayılı kararı.) …”

III-) Türk Kanunu Medenîsi:

VII. Reddeden mirasçının alacaklılarını himaye

Madde 557

Mevcudu borcuna yetmiyen mirasçı, alacaklılarını izrar kaydiyle mirası reddederse; alacakları ve iflâs takdirinde masası, kendilerine teminat verilmedikçe bu redde karşı üç ay müddet zarfında itiraz edebilirler. Reddin iptaline hüküm olunursa miras resmen tasfiye olunur. Bu suretle tasfiye edilen mirastan mirasçının hissesine bir şey isabet ederse bundan evvelâ redde itiraz eden alacaklıların saniyen diğer alacaklıların alacakları tesviye olunur. Artarsa, ret lehine vaki olan mirasçıya ait olur.

IV-) Madde Gerekçesi:

Yürürlükteki Kanunun 557 nci maddesini karşılamaktadır.

Maddenin kenar başlığı İsviçre Medenî Kanununun 578 inci maddesindeki aslına uygun olarak değiştirilmiştir. Madde, kaynak Kanuna uygun olarak üç fıkra hâline getirilmiştir. Maddenin birinci fıkrasındaki reddin iptali davası için öngörülen üç aylık süre, kaynak Kanunda olduğu gibi altı aya çıkarılmıştır. Çünkü ret hâlinde, alacaklıların reddinden kişinin yerine geçen mirasçıları saptamaları ve gerekli güvencenin verilip verilmeyeceğini araştırmaları uzun zaman alabilecek ve yürürlükteki metinde öngörülen üç aylık süre de buna yeterli olamayacaktır.

Maddenin birinci fıkrasındaki “itiraz” sözcüğü yerine, kaynak Kanunun Almanca metninde daha isabetli olarak kullanılan “Anfechtung” karşılığı olarak “iptal” sözcüğü konulmuştur.

V-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:

1-) ZGB:

VII. Sicherung für die Gläubiger des Erben

Art. 578

1 Hat ein überschuldeter Erbe die Erbschaft zu dem Zwecke ausgeschlagen, dass sie seinen Gläubigern entzogen bleibe, so können diese oder die Konkursverwaltung die Ausschlagung binnen sechs Monaten anfechten, wenn ihre Forderungen nicht sichergestellt werden.

2 Wird ihre Anfechtung gutgeheissen, so gelangt die Erbschaft zur amtlichen Liquidation.

3 Ein Überschuss dient in erster Linie zur Befriedigung der anfechtenden Gläubiger und fällt nach Deckung der übrigen Schulden an die Erben, zu deren Gunsten ausgeschlagen wurde.

2-) CCS:

VII. Protection des droits des créanciers de l’héritier

Art. 578

1 Lorsqu’un héritier obéré répudie dans le but de porter préjudice à ses créanciers, ceux-ci ou la masse en faillite ont le droit d’attaquer la répudiation dans les six mois, à moins que des sûretés ne leur soient fournies.

2 Il y a lieu à liquidation officielle, si la nullité de la répudiation a été prononcée.

3 L’excédent actif est destiné en première ligne à payer les créanciers demandeurs; il sert ensuite à payer les autres créanciers et le solde revient aux héritiers en faveur desquels la répudiation avait eu lieu.

 


Copyright © 2017 - 2024 Prof. Dr. İlhan Helvacı. Tüm hakları saklıdır.
X